GÜNDEM

DİYARBAKIR BAROSU: MÜLTECİLERE YÖNELİK HAK İHLALİ YAŞANIYOR

Mültecilere yönelik hak ihlallerinin yaşandığı ve buna son verilmesi gerektiği savunulan açıklamada, mültecilere sağlanan hakların çoğu sığınmacılara tanınmadığını savunuldu.

DİYARBAKIR BAROSU: MÜLTECİLERE YÖNELİK HAK İHLALİ YAŞANIYOR

Mültecilere yönelik hak ihlallerinin yaşandığı ve buna son verilmesi gerektiği savunulan açıklamada,  mültecilere sağlanan hakların çoğu sığınmacılara tanınmadığını savunuldu. 

Deprem bölgelerinde yaşayan mültecilere yönelik saldırıların artığı iddia edilen açıklamada, “Depremzede mültecilere yönelik kayıtlı olduğu kent dışında 60 günlük ikamet sınırlamasının kaldırılmalı.

Depremden etkilenen on bir ilde yaşayan mülteciler; yaşamlarını yeniden kurabilecekleri, hak ve hizmetlerden yararlanabilecekleri, barınabilecekleri, çalışabilecekleri, eğitim ve tedavi görebilecekleri kentlerde koşulsuz ve hak kaybına uğramadan ikamet edebilmesi sağlanmalıdır.

Bu anlamda mülteciler için ikamete/kayda kapalı iller, ilçeler, mahalleler; öncelikli olarak depremden etkilenmiş tüm Mültecilere açılmalıdır” denildi.

Diyarbakır Barosu, ülkedeki mültecilerin yaşadığı sorunlara ilişkin açıklama yaptı. “Mültecilere Yönelik Hak İhlallerine Son Verilmelidir” başlıklı yapılan açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:

“Bilindiği üzere; Türkiye’ye Doğu ülkelerinden iltica talebinde bulunan kişilere sığınmacı statüsü verilmekle beraber, Batı ülkelerinden iltica talebinde bulunan kişilere ise mülteci statüsü verilmektedir. Bu iki statü arasında hakların tanınması noktasında çok büyük farklılıklar mevcuttur. 

Mültecilere sağlanan hakların çoğu sığınmacılara tanınmamaktadır. Bu bağlamda doğu-batı ayrımına gidilmesi hak ihlallerinin ortaya çıkmasına neden olduğundan, Mültecilere sağlanan hakların sığınmacılara da uygulanması gerekmektedir.

Sığınmacı politikası ile mülteciler, Uluslararası sözleşmelerde düzenlenen ana haklarından olan Barınma, Eğitim, Sağlık, Serbest dolaşım ve Çalışma hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerden faydalanamadıkları gibi,  bu politikanın mültecilere bir imtiyaz olarak gösterilmesi kabul edilemez.

Geçtiğimiz seçim sürecinde, siyasi partilerce propagandalarında, mültecilerin geri gönderilmesi vaadinde bulunulmuştur. Uluslararası sözleşmelerde ve bizzat Türkiye’nin de taraf olduğu Cenevre sözleşmesinde mültecilerin geri gönderme yasağı açık bir şekilde düzenlenmiş olsa da, yıllardan beri idare tarafından çiğnenen bu yasak hukuka aykırı olmasına rağmen seçim süreçlerinde vaat konusu haline getirilmiş, insan haklarının ihlal edileceği gözardı edilerek kamu vicdanı yaralanmıştır.

Yakın zamanda yaşadığımız ve asrın büyük felaketlerinden biri olan Kahramanmaraş merkezli deprem nedeniyle mültecilerin, yaşam koşulları olumsuz etkilenmiştir.

 Bazı medya organlarında yapılan yayınların ardından deprem bölgelerinde mültecilere yönelik saldırılar artmıştır. Medyanın, toplumun hassas olduğu ve manipulasyona açık alanlarda sorumlu bir tutum sergilemesi gerekmektedir. Aynı zamanda, haberlerin mültecilerin haklarına saygı gösteren bir şekilde sunulması ve nefret söylemi, önyargı veya ayrımcılık içermemesi gerektiği de unutulmamalıdır.

Depremzede mültecilere yönelik kayıtlı olduğu kent dışında 60 günlük ikamet sınırlamasının kaldırılmalı. Depremden etkilenen on bir ilde yaşayan mülteciler; yaşamlarını yeniden kurabilecekleri, hak ve hizmetlerden yararlanabilecekleri, barınabilecekleri, çalışabilecekleri, eğitim ve tedavi görebilecekleri kentlerde koşulsuz ve hak kaybına uğramadan ikamet edebilmesi sağlanmalıdır. Bu anlamda mülteciler için ikamete/kayda kapalı iller, ilçeler, mahalleler; öncelikli olarak depremden etkilenmiş tüm Mültecilere açılmalıdır.

Kişilerin depremden dolayı göç etmeleri sebebiyle kayıttan düşerek düzensiz bir biçimde hukuki statüsüz kalması, temel ihtiyaçlarına ulaşmada engel teşkil etmektedir. Depremzede mültecilere gittikleri şehirlerde yeniden kayıt hakkı verilmelidir.

Mülteci kavramını ve temel hak ve hürriyetlerini net bir şekilde çizen Avrupa İnsan hakları sözleşmesi, Cenevre antlaşması ve diğer uluslararası hukuk normlarına tabi kalınması, sözleşmenin uygulanması gerekmektedir.

Diyarbakır Barosu Mülteci Hakları Komisyonu olarak, mültecilerin yaşamakta olduğu sorunları, maruz kaldıkları hak ihlallerinin sıkı bir takipçisi olduğumuzu, hukuki olarak teminat altına alınan haklarının uygulanması ve asgari yaşam standartlarının sağlanması bakımından gerekli her türlü araştırma ve çalışmalarımızı, yürüteceğimizi kamuoyunun bilgisine arz ediyoruz.”

Paylaş :

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. Çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.