GÜNDEM

DFG NİSAN AYI GAZETECİLERE YÖNELİK HAK İHLALLERİ RAPORU YAYIMLADI

Dicle Fırat Gazeteciler Federasyonu (DFG) 2023 yılı nisan ayı gazetecilere yönelik hak ihlalleri raporu yayımladı.

DFG NİSAN AYI GAZETECİLERE YÖNELİK HAK İHLALLERİ RAPORU YAYIMLADI

Dicle Fırat Gazeteciler Federasyonu (DFG) 2023 yılı nisan ayı gazetecilere yönelik hak ihlalleri raporu yayımladı.

Rapora göre;  nisan ayında 27 gazeteci gözaltına alındı, 

Böylesi önemli bir günde derneğimizin 2022 yılı Nisan ayı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu’nu açıklıyoruz. Ve ne yazık ki Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yine basına yönelik baskıları, yasakları, sansürü sizlere aktarmak zorunda kalıyoruz.

Bilindiği üzere gazeteciler toplumların aydınlatmada önemli bir rol oynuyor ve denetim rolünü üstleniyor. Demokrasinin olmadığı ülkelerde oynadıkları rol nedeniyle, basın ve medya çalışanları her zaman iktidarların hedefindedir. Bu iktidarlar, basın kuruluşlarının hizmetlerinde, denetimlerinde olmasını ister, çatlak ses çıkarmalarını istemezler.

Basını her zaman kontrol altında tutmaya çalışan ülkelerden biri de Türkiye’dir. Basının büyük oranda iktidarın kontrolünde olduğu Türkiye’de gazeteciler özgürce çalışamıyor. İşlerini özgürce yapmak isteyen gazeteciler de iktidar tarafından hedef alınıyor ve çalışmaları büyük bir baskıyla engelleniyor. Bu nedenle Türkiye’nin basın özgürlüğündeki yeri her geçen gün daha da kötüye gidiyor.

2022 Nisan ayı raporumuza baktığımızda bu gerçeklik bir kez daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Ayrıca Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) 2022 Basın Özgürlüğü İndeksi’nde Türkiye 180 ülke arasında hala 149’uncu sırada yer alıyor. Geçtiğimiz yıla oranla dört puan ilerlemiş olması bir iyileşmenin göstergesi değil, gazeteciler ve basın örgütlerinin daha fazla mücadelesi olarak okumak gerekiyor. Türkiye’nin basın özgürlüğü indeksinde hala çok geri sıralarda yer alması ne denli kötü bir gidişata sahip olduğunu ispatlıyor. İktidar, gazetecileri susturmak için, basın ve medya organlarını bastırmak için elinden geleni yapıyor. Bu tablo, AKP iktidarının düşünce ve ifade özgürlüğü alanındaki karnesidir.

Sahada serbest dolaşımı ve haber takibi engellenen gazeteciler, büyük bir tehditle karşı karşıya. Hükümet yetkililerinin gücünü arkasına alan polis, rahatlıkla gazeteciyi darp edip engelleyebiliyor. Gazeteciler gözaltına alınıyor, özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor. Ve kendilerine reva görülen bu uygulamalardan sorumlu olanlar herhangi bir cezai yaptırımla karşılaşmıyor. Böylece devletin kolluk güçleri daha da cesaretlendirilip gazetecilerin üzerine salınıyor.

Gazeteciler hakkında açılan soruşturma ve davalar, verilen cezalar Nisan ayında yine gözle görülür bir veri olarak karşımızda duruyor. Aralarında gazetecilerin de bulunduğu “Gezi Davası”nda yargılananlara insafsızca ceza yağdırılması, ülkenin nasıl bir hukuk sistemiyle yönetildiğini gösteriyor. Bununla birlikte yargıçların karşısına çıkarılan 50’nin üzerinde gazetecinin varlığı, düşünce ve ifade özgürlüğünde gelinen noktayı açıklar nitelikte. Halen hapishanelerde 60’ın üzerinde gazeteci tutuklu, özgürlüklerinden mahrum bulunuyor. Açıkçası bu tablo karşısında insanın nutku tutuluyor.

Basın ve medya kuruluşlarına uygulanan sansür ve yasaklar orta yerde dururken, basın özgürlüğünden bahsetmek ne mümkün. RTÜK’ün verdiği cezalar adeta tüm medya kuruluşlarına “susun ve bir şey söylemeyin” minvalinde bir yaklaşımdır. Özellikle dijital mecralarda yayın hayatını sürdüren kuruluşlar daha da büyük tehdit altında. Nisan ayında 10 civarında internet sitesinin erişime kapatıldığını, 16 habere erişim engeli getirildiğini görüyoruz. Türkiye’de kadınların yegane ajansı olan JinNews’in internet sitesinin bugüne kadar 43 kez kapatılmış olması, nasıl korkunç bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz açıklamaya yetiyor.

Böylesi vahim bir tabloyla 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü karşılıyoruz. Elbette gazetecilere, basın ve medya kuruluşlarına reva görülen bu zulmü kabul etmiyoruz. Bizler, düşünce ve ifade özgürlüğünün alabildiğine özgür olduğu bir ülke hayal ediyoruz. Ve bunun gerçekleşmesi için çaba içerisindeyiz. Bu yaşananlara rağmen halen iktidarın tektipleştirmeye çalıştığı basına karşı “özgür basın”ı savunan, gazeteciliğin evrensel kurallarını esas alan onurlu gazetecilerin olduğunu biliyoruz. Bu bilinç ve kararlılıkla gazetecilere yönelik haksız uygulamaların bir an önce son bulmasını talep ediyor, basın özgürlüğü için mücadele eden tüm onurlu gazetecilerin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyoruz.

Paylaş :

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. Çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.