GÜNDEM

KAYIP YAKINLARI 762.HAFTADA BEDRİ TAN'IN FAİLLERİNİ SORDU

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 762’nci haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Diyarbakır’da 13 Eylül 1994 tarihinde katledilen Bedri Tan’ın faillerini soruldu.

KAYIP YAKINLARI 762.HAFTADA BEDRİ TAN'IN FAİLLERİNİ SORDU

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 762’nci haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Diyarbakır’da 13 Eylül 1994 tarihinde katledilen Bedri Tan’ın faillerini soruldu.

Eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz şunları söyledi: “Geçtiğimiz haftada geçmişle yüzleşme davalarında verilen skandal kararlar bir kez daha Türkiye’nin gündemine geldi. Madımak Davası’nın zaman aşımıyla düşürülme kararı, akabinde Ankara JİTEM Dosyası’nda verilen beraat kararının gerekçesi paylaşıldı. Her iki kararın da kayıp mücadelesi geçmişle yüzleşme talebi olan tüm hak savunucuları açısından yaralayıcı olduğunu, bu kararları kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Her iki dosyada işlenen suçlar adli vakalar değil, bir sistematik içinde bir grup insana karşı işlenen cinayetlerdi. Zaman aşımının uygulanmaması gereken insanlığa karşı suç olarak değerlendirdiğimiz filleri oluşturmaktaydı. İnsan hakları savunucuları, kayıp yakınları uzun bir süredir bu tarz davaların başarıya ulaşması, suçlarda payı olan failler, siyasi sorumluların yargılanması için ciddi çaba sarf etmektedir. Ancak açılan davalar geçmişle yüzleşmenin aksine, failleri aklamaya, yaşan ağır insan hakları ihlallerinin üstünü örten bir pratik içerisinde yer almaktadır. Hak savunucuları olarak, verilen bu mahkeme kararlarının hükümsüz olduğunu ifade etmek istiyoruz.

Galatasaray Meydan’ında Koşuyolu Parkı’nda ve Türkiye’nin birçok yerinde kayıp yakınları ve hak savunucuları geçmişle yüzleşme talebini dile getiriyor.  Bu mücadeleyi yürütürken birçok tehdit almaktadırlar. Galatasaray Meydanı’nda Cumartesi İnsanları her hafta adalet talebi için bir araya gelmek istedikleri anda kolluk şiddetine ve gözaltına maruz kalıyorlar. Yine bu meseleye dikkat çeken, geçmişte yaşanan suçları gündeme getiren ve bunlar ile hesaplaşılması gerektiğini söyleyen hak savunucuları soruşturmalar ile tehdit altına alınmakta. Son örnekte olduğu üzere Diyarbakır Milletvekili ve İnsan Hakları hukukçusu Sezgin Tanrıkulu, AİHM kararıyla kesinleşmiş hatta Türkiye’nin dönem dönem kabul ettiği yargısız infaz ve faili meçhul cinayetler dikkat çektiği bir konuşması sonrası hedef haline getirildi. Bu tarz söylemlerin demokratik ülkelerde tartışıla bilmesi geçmişle yüzleşilmesi gerekiyor. Ancak Türkiye’nin içinde bulunduğu baskıcı ortam bu konuların araştırılmasını bırakın, konuşulmasına bile tahammül edilmiyor.

Biz buradan bir kez daha; hak savunucuları ve kayıp yakınlarının hak taleplerinin soruşturmalar ile baskı altına alınmamasını, geçmişle yüzleşmenin sağlanması için güçlü bir iradenin ortaya konulması gerektiğini dile getiriyoruz.”

Bedri Tan’ın hikayesini ise İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Üyesi Avukat Berfin Elçi okudu. Elçi,  “Olay ile ilgili Bedri Tan ağabeyinin anlatım ve beyanlarına göre;

13.09.1994 tarihinde Diyarbakır Merkez Komutanlığı’na bağlı askerler, akşam Saat 19.30’da evimize baskın yaptılar.  Kardeşim Bedri Tan, Küçükkadı Köyü muhtarıydı. Baskında tüm aileyi bir odaya topladılar,  ancak kardeşim Bedri’yi karşı odaya alıp işkence etmeye başladılar. Sesi bize geliyordu. Yarım saat sonra kardeşimi zırhlı bir araca bindirip götürdüler. Araca konunca gördük. Kardeşim ölmüştü ve odaya kusmuştu. Biz Jandarma Komutanlığı’na gittik. Kardeşimin evden alındığını söyledik. Orada bulunan bir astsubay ‘Burada kimse yok gidin yol kenarlarına bakın’ dedi. Daha sonra Hani Jandarma Merkez Komutanlığı’ndan cesedi bir torbanın içerisinde aldık. Dava açmamamız için bizi tehdit ettiler. Aksi taktirde sonumuzun aynı olacağını belirtiyorlardı. Hani Cumhuriyet Savcılığı da ölüm tutanağını “ bir çatışmada öldürüldü” şeklinde düzenlerken ifademiz dahi alınmadı.

Eylem, gözaltında kaybedilen Bedri Tan ve diğer tüm kayıplar için yapılan bir dakikalık oturma eylemi ile son buldu.

Paylaş :

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. Çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.